Hyaluronic Acid

Hyaluronic Acid

Hyaluronic Acid: 

Yukarıda bahsettiğimiz tüm özellikleri içeren asıl madde.


Sodium Hyaluronate

 HA’in türetilmiş bir versiyonu olan sodyum hyaluronate da HA’ya benzer şekilde işlev gören bir humektandır. Tuz formunda olduğu için daha alt katmanlara kolaylıkla işleyebilir ve daha ucuzdur.


Hydrolyzed Sodium Hyaluronate:

 Sodyum hyaluronatın moleküllerini minik parçalara bölüyorlar, bu da düşük moleküler ağırlığa sahip olup daha kolay penetre etmesini sağlıyor.


Hydroxypropyltrimonium Hyaluronate:

 Bu molekül diğer molekkülere göre biraz daha farklı çalışıyor. Alt katmanlara inmektense yüzeyi bir film şeridi gibi kaplıyor.


Super Hyalüronik Asit (Sodium Acetylated Hyaluronate): 

Bildiğimiz hyalüronik asidin molekülleri ile oynamışlar, suyu çok seven bazı molekülleri çıkarıp yerine suyu kısmen seven kısmen sevmeyenleri koymuşlar. Bu sayede bir kısmı suya tutunurken bir kısmı da cildimizde hücrelere daha rahat tutunabiliyor, çapa gibi görev görüyor. Daha az yapışkan bir his vererek daha çok nem sağlıyor. Bu yüzden de Super Hyalüronik Asit olarak da anılıyor. (Sentetik olan her şey kötü değil görüyorsunuz değil mi? ☺️)


Ascorbyl Propyl Hyaluronate: 

C vitamini ile karıştırılmış bir molekül.


Eşit renk, aydınlatma ve dolgun bir cilt görünümü sağlamaya yarar sağlıyor.

Hydrolyzed Hyaluronic Acid: 

Hyalüronik asit moleküllerini minik parçalara bölüyorlar, bu da düşük moleküler ağırlığa sahip olup daha kolay penetre etmesini sağlıyor.


Sodium Hyaluronate Crosspolymer: 

Moleküler yapı olarak çapraz bağlı, bu sayede normalden 5 kat daha fazla be uzun sürede nem tutabiliyor.


Peki Hyalüronik asidin farklı türevlerinin olmasının avantajları neler?

Hyaluronik asidin farklı türevlerinin olması onu daha alt katmanlara işleyebilmesini sağlıyor. Farklı becerilerde olan birden fazla molekülün olmasını sağlıyor. Dolayısıyla üründe amaçladığımız nem tutma kapasitesinin performansını oldukça değiştiriyor.

                                           Kimler Kullanmalı?  

            Kullanırken ve Ürün Seçerken Nelere Dikkat Etmeli? 

Hyalüronik asit zaten vücudumuzda bulunan bir moleküldür ve dışarıdan kullanıldığında herhangi bir reaksiyon yaratma/irite etme riski yok denecek kadar azdır. Her ne kadar “asit” olarak anılsa da ciltte iritasyona neden olmayan, her cilt ve yaş grubunun rahatlıkla kullanabileceği bir maddedir.

Nemsizlik ve yağ dengesi iki farklı sorundur. Nemsizlik hem yağlı ciltler için hem de kuru ciltler için ortak bir sorundur. Bu nedenle her iki cilt tipi için de humektanlara ihtiyaç vardır. Yağlı ciltler daha sıvı ve hafif formülleri tercih ederken, kuru ciltler daha yoğun kremsi formülleri tercih edebilir. Doğru ürün seçildiğinde hyalüronik asit her iki cilt tipi için de uygundur. Bazı humektanlar seboreik dermatit ve fungal aken gibi mantar kaynaklı cilt sorunlarında tetikleyici olabiliyorken (gliserin örn) hyalüronik asitin böyle bir sorunu da yoktur. Aksine seboreik dermatitte tedavi amaçlı kullanılabileceğini gösteren çalışmalar bulunuyor.